(1924 Omaha-)
ABD'li sinema ve tiyatro oyuncusu.
Mesleği hakkında hiç de olumlu konuşmayan ama birçok
Ama son yıllarda kendini
1944 yılında tiyatro
Daha sonra Elia Kazan ve Lee Strasberg'in kurduğu 'Actors's Studio'ya katılıp burada uygulanan 'Metod'
1950 yılında Fred Zinnemann'ın 'Men(Erkekler) ' filmiyle sinema dünyasına etkileyici bir adım attı.Daha sonra 1951-1954 yılları arasında sırasıyla; tiyatroda da oynadığı Elia Kazan'ın'Arzu Tramvayı'(1951) , yine Elia Kazan'ın 'Viva Zapata'filminde ünlü meksikalı gerilla lideri Emiliano Zapata'yı canlandırdı(1952) .Joseph Mankiewicz filmi 'Jul Sezar'da Marcus Antonius rolündeydi(1953) .Bu üç filme üst üste üç kez 'En İyi Erkek
50'li yılların ikinci yarısı,ilk yarısındaki kadar görkemli olmasa da
1961 yılında Stanley Kubrick'in yarıda bırakmasıyla yönetmenliğini de üstlendiği psikolojik western 'Tek Gözlü Jack'i çevirdi.'Yatak Hikayesi' ve Charlie Chaplin'in yönettiği 'Hong Kong'lu Kontes' filmlerinde komedi
Arthur Penn'in ırkçılık karşıtı 'Kaçaklar(The Chase) ' ve eşcinsel bir subayı canlandırdığı John Huston imzalı 'Pırıltılı Gözler' gibi sistemi ve toplumsal yapıyı sorgulayan filmlerde rol aldı.Ama eski parlak dönemi geride kalmış gibi gözüküyordu.Özellikle 60'ların sonunda oynadığı 'Candy', 'Gece Gelen Adam' gibi hem eleştirmenler hem de
Bu kötü dönem,1972 yılında Francis Ford Coppola'nın sinema tarihinde unutulmaz bir yeri olan 'Baba(The Godfather) ' filmine kadar sürdü.Bu filmdeki mafya babası 'Don Vito Corleone' rolündeki unutulmaz
Böylece,uzun bir süredir desteklediği 'kızılderililerin medeni hakları hareketine' en büyük desteği vermiş oldu.
1973 yılında Bernardo Bertolucci'nin erotizmin sınırlarını zorlayan filmi 'Paris'te Son Tango'da tüm vücuduyla(!) oynadığı karakterle
1978 yılında bilimkurgu filmi 'Superman'deki sadece 10 dakika süren rolü için (Superman'in babası rolündeydi) sinemadaki efsanevi kişiliği sayesinde astronomik bir ücret aldı.Yapımcılar onun küçük rolleri için bile inanılmaz paralar ödemeye razı oluyorlardı.
Francis Ford Coppola'nın,sinema tarihinin en başarılı savaş karşıtı filmlerinden olan 'Kıyamet(Apocalypse Now) ' filmindeki kendini yarı tanrı sanan Albay Kurtz rolündeki emprovize
1980 yılındaki 'Formül' filminden sonra sinemaya dokuz yıllık bir ara verdi.Bu süre zarfında bazı televizyon dizilerinde konuk
90'larda 'Keşif', 'Dr.Moreau'nun Adası', 'Don Juan de Marco' başlıca filmleri oldu.
Son olarak 2001 yılında henüz gösterime girmeyen ve başrollerini Robert De Niro ve Edward Norton ile paylaştığı 'The Score' filminde rol alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder